Ordularımız 9 Eylül 1338 (1922) sabahı İzmir''imizi ve yine 9 Eylül 1338 (1922) akşamı Bursa'mızı muzafferen kurtardılar. Akdeniz askerlerimizin zafer terâneleriyle dalgalanıyor.
Asya İmparatorluğu'na yeltenen küstah bir düşmanın muharebe
meydanlarına gelmek cesaretinde bulunan ordu kumandanlarıyla kumanda heyetleri günlerden beri Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'niıı savaş esiri bulunuyorlar.
Düşmanın başkumandan tayin ettiği general (Trikopis), birçok gece ve gündüz ümitsizce muharebeyi ve her kurtuluş çaresini tecrübe ettikten sonra nihayet maiyetindeki generaller ve kurmayları ve kumanda ettiği ordunun elinde kalabilenleriyle teslim oldu. Eğer Yunan kralı da bugün esirler meyânında bulunmuyorsa: bu taç sahiplerinin, işleri esasen yalnız milletlerinin sefalarına iştirak etmek olduğundan muharebe meydanlarının felâketli günlerinde onların saraylarından başka bir şey düşünmemek tabiatlarındandır.
Batı fabrikalarının çelik zırhları ile kaplanan muazzam Yunan orduları artık Anadolu dağlarında subayları tarafından terk edilmiş zavallı sürüler, cinayetlerinden dehşete düşerek kudurmuş kitleler ve ağaç diplerinde kalmış dermansız yaralılardan ibaret kaldı. Düşman ordularının savaş malzemesi hemen üçte iki itibariyle topraklarımızdadır. Düşmanın esirlerden başka insan zayiatının yüz binden ne kadar fazla olduğunu tayin etmek müşkildir. Fakat resmî ağızla milletimize müjdelerim ki bizim insan zayiatımız dörtte üçü hafif yaralı olmak üzere on bin nüfusa bâliğ olmaktadır.
Büyük Türk Milleti ! Ordularımızın kabiliyet ve kudreti düşmanlarımıza dehşet, dostlarımıza emniyet verecek bir kemâl ile tezahür etti. Millet orduları on dör gün zarfında büyük bir düşman ordusunu imha ettiler. Dört yüz kilometrelik fasılasız bir takip yaptılar. Anadolu'daki bütün işgal edilmiş topraklarımızı geri aldılar. Büyük zafer münhasıran senin eserindir. Çünkü İzmir'imizi siyasî hırslar neticesinde âdeta ınemnunen düşmana teslim eden heyetlerle milletin hiçbir münasebeti yok idi. Bursa'mızı istilâ eden Yunan kuvvetleri ise ancak imparatorluğun askerî teşkilâtıyla işbirliği yaparak muvaffak olmuş-lardı. Vatanın kurtuluşu, milletin rey ve idaresi kendi mukadderatı üzerinde kayıtsız şartsız hâkim olduğu zaman başlamış ve ancak mil-letin vicdanından doğan ordularla müspet ve katî neticelere ermiştir. BÜYÜK VE NECİP TÜRK MİLLLETİ ! ANADOLU'NUN KURTULUŞ ZAFERİNİ TEBRiK EDERKEN SANA İZMİR'DEN, BURSA'DAN, AKDENİZ UFUKLARIN-DAN ORDULARININ SELAMINI DA TAKDİM EDİYORUM.

12.9.1338(1922)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
Başkomutan Mustafa Kemal

0 yorum